“Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.”

19 Mayıs 2025 15:49 Boğaziçi Eğitim Derneği 452

Emperyalistlerin, İslam Dünyasının bağrına sapladıkları İşgalci, Siyonist, terör şebekesi İsrail, 1948 yılından beri masum Filistinli Kardeşlerimizin kanlarını dökmeye devam ederken 77 yıldır başta ilk kıblemiz Mescid-i Aksa olmak üzere işgal ettiği Filistin topraklarında Amerika Birleşik Devletlerinin tam desteğiyle yapmadığı zulüm ve azgınlık kalmamışken, Müslümanların başlarına musallat olmuş, sözde lider, köle ruhlu sefihlerin, dünyanın başına bela olan Amerika’nın başkanını İslam topraklarında, Müslümanların başkentlerinde pespaye bir şekilde, rezilce, bizi yerin dibine geçirircesine misafir etmeleri İslam ümmetinin onurunu derinden yaralamıştır.

Evet işgalciler, abluka altına aldıkları coğrafyada, uluslararası kanunlara göre hiçbir şekilde saldırılması mümkün olmayan okul, ibadethane, hastane ve birleşmiş milletlerin barınaklarında bulunan masum çocukları, kadınları, sivilleri bombalamaya devam ediyorlar. Savaşlarda kullanılması uluslararası, kanun ve kurallara göre yasak olan fosfor bombaları vb. silahlarla katlederek soykırım yaparken dünyanın diğer tarafındaki Emperyalistler, peş peşe işgalci şer ortaklarının işlediği vahşete destek olmak için her türlü silah, savaş ve uçak gemileri gönderiyor.

Hukuki ve tarihi hiçbir geçerliliği olmayan, Birleşmiş Milletlerin kararlarına ve uluslararası hiçbir savaş kuralına dahi uymayan terör şebekesi özellikle bir buçuk yıldır Amerika’nın tam desteğiyle aralıksız her gün yeni katliamlara imza atıyor. Her gün yüzlerce masum kardeşimiz onların desteğiyle, katlediliyor. Terör şebekesi katliamlarının hemen hemen tamamını uygar! Demokrat! İnsan hakları savunucusu! Amerika ve Avrupa’nın kendisine sağladığı modern silahlarla gerçekleştiriyor.   

Amerika’dan ve Avrupa devletlerinden aldığı destekle Gazze’yi dört bir yandan abluka altına alarak oranın asıl sahipleri olan iki buçuk milyon insanı gıdasız, susuz, ilaçsız, elektriksiz bırakan Siyonist terör aparatı, Üç günde Filistin’de aralarına şehit Yahya Sinvar’ın Kardeş ve yeğenleri de olmak üzere 500’den fazla kardeşimizi şehit etti ve hâlâ katliama devam etmektedir. Dünyanın gözünün içine baka baka kıyıma devam edeceğini ilan etmektedir. Ya Rabbî! Bu ne vahşet! Bu ne gözü dönmüşlük! Bu ne barbarlık! Masum kanına doymayan bu teröristler, ne zaman kana doyacaklar? Daha ne kadar masum kanı içecekler? Dünya ne zamana kadar, Nazileri geride bırakan bu canileri, teröristleri nereye kadar seyretmeye devam edecek? 21. yüzyılda canlı yayında soykırım yapılıyor, herkes seyrediyor ve kimse bir şey yapamıyor.   

Biz bugün öncelikle ve özellikle kendi dünyamıza, kendimize sormak istiyoruz. Müslümanlar ne zaman bu katliama, bu kıyıma, bu soykırıma dur demek için harekete geçecek? İktidarlarını korumak için bu soykırımı yapanlara her türlü desteği verenleri başkentlerimizde, Müslüman kadınları peşkeş çekerek, Müslüman kızların saç dansları eşliğinde karşılayıp, Filistinli, Gazzeli milyonlarca kardeşimiz açlıktan, susuzluktan, ilaçsızlıktan, soğuktan, insanlık dışı saldırılardan ölürken, ümmetin malı olan milyonlarca doları can düşmanlarımızın ceplerine koyarak ağırlayan sefihleri, gafilleri ve aymazları başımızdan defetmek için ne zaman güçlerimizi birleştirip harekete geçeceğiz?

 Hakikat; ruhları satılmış, köleliğe alıştırılmış, uşak ruhlu idarecilerden ümmete ve mukaddesatımıza sahip çıkmalarını bekleyemeyiz. Zira köleleştirilmiş bir bedenin her zaman özgürleşme şansı vardır, ama köleleşmiş bir ruhun asla özgür olma şansı yoktur. Onun bedeni özgür de olsa ruhu köledir. Köle ruhlular, efendilerini memnun ettikleri ölçüde yükseldiklerini ve kutsandıklarını düşünür ve bütün istedikleri onları memnun etmektir. Onlardan işgale, haksızlığa ve zulme karşı direniş ve özgürlük için mücadele beklemek nafiledir. Aksi halde, bir Arap başkentinde bütün dünya karşısında genç kızların saçlarının açılarak, kadınların namahrem biri ile tokalaştırılarak birinin karşılanması ne ile izah edilebilir! Bunlar, Allah’ın Müslüman kadınlara yönelik örtünme emrini mi bilmiyorlar? Yoksa bunlar, mükellef olmadıklarını mı düşünüyorlar? Yoksa, acaba bunlar; Yüce İslam diniyle bir alakalarının olmadığını mı ilan ediyorlar? Ayet-i Kerimenin dile getirdiği gibi; “Yoksa onlar cahiliye dönemi hükmünü mü istiyorlar! İyi bilen bir topluluk için Allah'tan daha güzel hüküm veren kim olabilir!” (5/Maide, 50) Ya da bu, köleliğin ve köle zihniyetli olmanın zirvesidir.          

Allah kurtarsın. Memleketlerin işgal edilmesinden daha kötü olanı, zihinlerin işgal edilmesidir. İşgal edilen beldeler, güçlü bir irade ve direniş ile kısa ya da uzun vadede işgalden kurtarılabilir. Ama işgal edilen bir zihin, sahibi tarafından ıslah edilmediği müddetçe umutsuz bir vakadır. Köle ruhlu insanların genelde müptela olduğu bu sendrom, bu zihinsel esaret; şahıs ve toplumlar açısından tam bir felakettir. İşgal altındaki beldelerin kurtarılması veya bir medeniyetin inşasının ilk ve olmazsa olmaz adımı; zihni, fikri ve ruhu esir alan prangaların esaretinden kurtulmak ve bu prangaların kırılmasıdır. Onun için bizim tüm sıkıntılarımız, ümmetin başındaki köle ruhlu yöneticilerden kaynaklanmaktadır.

Aslında İslam ülkelerinin başındakilerinin çoğunun bizimle, değerlerimizle, meselelerimizle ve Ümmetin davasıyla ilgilerinin olmadığını herkes bilmektedir. Müslümanların onlardan bir beklentileri de yoktur. Onlardan istediğimiz tek şey, bize karşı düşmanımıza yardım etmemeleri, ümmetin değerlerini, namusunu zalimlere peşkeş çekmemeleri, Allah’ın bu ümmete verdiği zenginlikleri, azgın ve acımasız, can düşmanlarımıza bağışlamamaları ve şunu bilmeleri; bu nimetler, onların babalarının malı değildir ve haksız yere o zalimlere verdiklerinin hesabı bir gün mutlaka sorulacaktır.   

Amerika ve Avrupa’nın desteğiyle Birleşmiş Milletlerin hiçbir kararına ve uluslararası savaş hukukuna uymayan işgalci terör devleti, arz-ı mev’uda ulaşmak için her gün Filistin’in farklı bölgelerini işgal ediyor ve bunun için katliamlar hatta kıyımlar işliyor.  Filistin topraklarını Batı Şeria, Gazze ve daha farklı isimler altında bölerek işgalden geriye kalan bölgeleri istediği gibi parçalamak ve bölmek için yeni katliamlar, kıyımlar, yıkımlar, ambargolar, ablukalar, akla hayale gelmeyecek zulümler işliyor.  Bu terör şebekesi, yıllardır Filistin’i, özellikle de Gazze’yi açık hava hapishanesine dönüştürdü. Dünya Jandarmalığı rolündeki ABD ve yardımcıları ise terör şebekesinin sırtını sıvazlamakta ve açıkça her türlü güçle destek veriyorlar. Köle ruhlu Ortadoğu yöneticileri ise onlara taltif, iltifat ve ihtiramda kusur işlememek için birbirleriyle yarışıyorlar. En büyük sıkıntımız bu köle ruhlu yöneticileri tedavi etmek ve kurtarmaktır. Bu yöneticiler, bu zihniyetten kurtuldukları anda ümmetin bütün problemleri çözülmüş olacaktır. Onun için vakit geçirmeden harekete geçmek zorundayız. Gözü dönmüş Siyonistler Filistin’i, Gazze’yi yok ediyorlar, yüzbinlerce masum insan ölüm ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Hemen harekete geçmezsek, ayet-i kerimenin ifade ettiği gibi ateş bize de dokunacaktır. Evet, artık dünya iki sınıfa ayrılmıştır. İşgale karşı olanlar ve işgale yandaş olanlar. Diğer tüm itibarlar geçerliliğini kaybetmiştir. Onun için buradan şöyle sesleniyoruz: 

Ey Müslümanlar! Ey insanlıktan tamamen çıkmamış onurlu insanlar! Ayağa kalkın ve harekete geçin, çünkü geç kalıyoruz. Geciktiğimiz her an işgalciler yüzlerce masumu katlediyorlar.      

Ey İşgalci Siyonistlere hiçbir yardımı esirgemeyenler!

Ey Filistinli çocukların kanlarıyla beslenen İşgalciler ve onların işbirlikçileri! Ey İslam’ın ve Müslümanların mukaddesatını ve servetini düşmanlarımıza peşkeş çekenler! Şunu iyi bilin ki, 77 yıldır zulümlerinize, baskılarınıza, ambargolarınıza, pısırıklığınıza, korkaklığınıza, ihanetlerinize ve tüm yaptıklarınıza sabreden ve direnen Filistinli yiğitler ve dünyanın onurlu evlatları, işgale karşı harekete geçmişlerdir ve kesinlikle pes etmeyeceklerdir, boyun eğmeyeceklerdir ve teslim olmayacaklardır. Filistinlilerin kendilerine yapılan tüm zulüm, işgal, katliam, sürgün ve işgallere sessiz kalmasını istiyorsanız, bu asla olmayacaktır. Sadece Filistin’deki Müslümanlar değil, Dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanlar ve insanlıktan tamamen çıkmamış vicdan sahibi onurlu insanlar, işgalcilerin hangi dilden anladıklarını artık öğrendiler. Tam özgürlüğe kadar, Nehirden Denize bütün Filistin özgürleşinceye kadar direniş devam edecektir. Kim ne yaparsa yapsın, ne düşünürse düşünsün, bağrımıza saplanan Siyonist hançeri çıkarıp atana kadar terör devleti ve destekçileri ile hiçbir normalleşme söz konusu olmayacaktır. İşgalcilerin topraklarımıza ayak bastığı günden beri başlayan mübarek direniş asla engellenemeyecek ve durdurulamayacaktır. Direnişin durmasının tek yolu işgalin sona erdirilmesidir.

Ey Rabbimiz! Sen zulme ve işgale ve zulme karşı başkaldıran, direnen tüm Müslümanlara özellikle de Filistinli kardeşlerimize yardım eyle, ayaklarını sabit eyle, üzerlerine sabır yağdır, zafer nasip et. Zalimleri ve işbirlikçilerini kahr-u perişan eyle.

Yorum Ekle

İlk Yorumlayan Siz Olun!
  • Etiketler
Boğaziçi Eğitim Derneği

Boğaziği Eğitim Derneği Kurumsal Web sitesi.

Boğaziçi Eğitim Derneği

İstiklal Mah. Hamikoğlu Sok. No:16
44320 Battalgazi / Malatya

Dernek Yazılımı: Medya İnternet™ - Dernek Sitesi Kulga © Tüm Hakları Saklıdır.